6 Şubat Depremi 1. Yıl Dönümü Gaziantep Anma Etkinliği

Değerli basın emekçileri, acılarını ve depremde kayıplarını yüreğimizde hissettiğimiz meslektaşlarımız ve yurttaşlarımız,

Sizleri TTB adına saygıyla selamlıyorum. Depremde hayatlarını kaybeden yurttaşlarımızın acılarını paylaşıyor, başsağlığı diliyorum. Yaralı yüzbinlerce yurttaşımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve acil şifalar diliyorum.

6 Şubat 2023 tarihinde yani tam bir yıl önce Doğu Anadolu Fay hattının kırılmasıyla Malatya’dan Akdeniz’e uzanan çok geniş bir coğrafyada ve toplamda 11ilimizi kapsayan yüksek ölçekli bir deprem, bir afet yaşandı. Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afettir. Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizdedir. Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak uygulama ve politikaların sonucunda birer afete dönüşmektedir. Evet bu bir afet idi ama ülkemiz şartları, altyapısı, zemini ve acil müdahale yeteneği açısından uygunluk taşımıyordu ve adeta insan eliyle bir yapay afete dönüştü. Deprem Yönetmeliğine aykırı olarak yapılan, ruhsatsız ve kaçak yapıların önünü açan, deprem riskini yok sayan, kent yönetimini rantsal dağıtım, inşaat yapımını büyüme ve gelişme olarak algılayan anlayış, mühendislik hizmeti almayan binalara imar affının getirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Depremin ekonomik ve sosyal gelişmişlikle ilişkisi unutulmamalıdır. Ne ilk 8 saat ne ilk üç gün bu sınavdan geçemedik enkaz altında yüz binlerce insanımız öldü. Evet yüz binlerce diyoruz çünkü iki gün öncesine kadar 50 Bin olarak açıklanıyordu taa ki bir eski devlet bakanı 130 Bin kişi kaybettik diye itiraf edene kadar. Tabi ki bu gerçeği herkes biliyordu ve resmi rakamların, istatistik bilimine göre değil siyasi ihtiyaçlara göre açıkladığı TÜİK tarzı enflasyon açıklaması benzeri bir durum olduğu belliydi. Yaralı sayısı 800 binin üzerinde açıklanmıştır. Değerli kamuoyuna şunu ifade etmek isteriz; Depremde yüzlerce hekim meslektaşımızı ve sağlık çalışanını kaybettik. Üzgünüz, bir yıl oldu yasımız bitmedi, bitmiyor. Biz hekimler ve sağlık çalışanları her olağanüstü durumda pandemide olduğu gibi yine en önde ve acil olarak müdahale ettik, ilk saatlerden itibaren mesleğimizin ve vicdanımızın gereği olarak sağlık hizmetlerini fedakârca yaptık. TTB ve bağlı kollarımız ilk gün olay yerindeydi. Ama gördük ki temel görevleri acil müdahale ve yardım olan ve olması gereken başta AFAD, Kızılay olmak üzere hiç bir resmi kuruluş yoktu. Eskiden ihtiyaç halinde askeri ve diğer kolluk kuvvetleri olay yerine müdahale etmek üzere sevk edilirdi, onlar da yoktu. Birinci gün yoktu, insanlar öldü enkaz altında donarak, ikinci gün yoktu, üçüncü gün yoktu. İnsanlar öldü enkaz altında yardım çığlığı atarak üç gün boyunca. Bu tabloya isyan etmemek mümkün değildi.

TTB nin sahayı birebir gözlemleyerek neredeyse her ay kamuoyunun bilgisine sunduğu deprem raporlarının sonuncusu yani 1.yil deprem raporunda da görüleceği üzere yetersiz beslenmeden tutun da barınma ulaşım eğitim imkanlarından yoksunluk had safhada devam etmektedir. Sağlık hizmetleri kimi illerde konteynerlarda  , artık süreklilik arz eden elektrik kesintileri ve internete ulaşımın çok zayıf olduğu, hekimlerin sağlık çalışanlarının sağlık personelinin  fiziksel ve maddi ihtiyaçları karşılanmak bir yana yeri gelmişken belirtelim ki bu olağanüstü şartlarda çalışan insanlardan performans hesabı üzerinden ücretlendirme yapılmaktadır, bu kabul edilemez, deprem illerinde ki ücret yönetmeliği derhal değiştirilmelidir.

Değerli basın mensupları değerli halkımız;  Biliyorsunuz depremden bir kaç ay sonra ülkemizde genel seçimler yapıldı  ve depremin en ağır etkilediği adeta haritadan sildigi bir ilimiz olan Hatayda ,hukukçu kimliğini her daim ezilenden yana kullanmış olan ,iyi bir aydın ve muhalif kişiliği ile tanınan, Çorlunun avukatı Somanın avukatı ve muhtemelen depremzedelerinde avukatı olacak olan Can Atalay vekil seçildi. Soruyoruz vekilliği neden düşürüldü? Hatay halkının kendi oylarıyla seçtiği  bir vekilin varlığına neden tahammül edilemedi, nerede seçmen iradesi. İmar arazi rantsal planlamalarınızda dikensiz gül bahçesi mi istiyorsunuz? Anayasanın dahi tanınmadığı bu ortamda hiç ama hiç kimse güvende değildir. Can ve mal güvenliği yoktur. Bu keyfiyet monarşilerde bile yoktur. Anayasasızlaştirmaya elbette karşıyız bunu protesto ediyoruz.

Bundan sonraki dönemde; Depremde etkilenen insanlar, yaşlılar, kadınlar, tek ebeveynli aileler olmak üzere, acil yaşamsal gereksinimleri karşılanmalı, sağlıklı oluşun ön koşulları sağlanmalıdır. İktidarın halka vermesi gereken temel sağlık hizmetleri, sağlığın toplumsal belirleyicileri, illerin risklerini azaltma planlarının yenilenmesi, İllerin müdahale planlarının yenilenmesi acilen planlanmalı ve gereği yapılmalıdır.

Deprem kader değildir.

Depremi değil ama afeti önlemek mümkündür.

Gaziantep Kilis Tabip Odası