24.11.2015 KADINA VE SAĞLIKÇIYA YÖNELİK ŞİDDET SONA ERSİN!

Kadın doğum uzmanı Dr. Aynur Dağdemir, birlikte çalıştığı kadın sağlık çalışanına yönelik şiddeti önlemeye çalışırken, kadına yönelik şiddetin kurbanı oldu ve vahşice öldürüldü.

Öncelikle acılı ailesine, çalışma arkadaşlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.

Bir kadın, bir sağlık çalışanı Dr. Aynur Dağdemir’in öldürülmesi nedeniyle isyandayız.

Bu defa bir meslektaşımızı hem “kadın cinayeti” hem de “sağlık çalışanına şiddet” kapsamında kaybetmiş durumdayız. Acı kaybımızdan bu iki önemli toplumsal sorunu çözmek için adım atmayanlar sorumludur.

Kadın cinayetleri, ülkemizde kadın sorunun geldiği son noktadır. Kadın sorunu, kadın yaşayışı da ülkemizdeki sosyo-ekonomik ilişkilerden ayrı düşünülemez. On üç yıllık AKP iktidarı boyunca kadınlarımız eve kapansın, çocuk doğursun, çocuklara baksın dendi. Hamile kadın sokağa çıkmasın dendi. Bu kadınlar için en hayırlısıdır dendi. Okullarda kız-erkek ayrımları yapılmaya başlandı. Kadın cinayetlerini önlemenin en önemli yolu, kadını ikinci sınıf vatandaş haline getiren sosyal koşulları ortadan kaldırmaktır.

Yetkililer ve yargı, kadın cinayetleri her gün yaşanan en somut sorun iken, yaşam hakkı ihlallerini durdurmak yerine failleri cezasız bırakıyor. Dr. Aynur Dağdemir’in failine cebine bıçak alarak hastane ortamına girme cesareti kazandıran, son dönemde buluşmaya cebinde bıçakla gidip kadın öldürenlere verilen ve toplum vicdanını yaralayan “tutku indirimi”, “saygınlık indirimi” gibi ceza indirimleridir.

Meslektaşımız, çalışma arkadaşı bir kadına yönelen erkek şiddetini durdurmaya, bir kadının hayatını kurtarmaya çalışırken öldürüldü, bu bakımdan olay tam bir kadın cinayetidir. Ancak aynı zamanda, onun çalıştığı ortamda, görevinin başındayken şiddet sonucunda hayatını kaybetmiş olması, sağlık çalışanına şiddetin geldiği son aşamayı ortaya koyuyor.

Yaşam kurtaran yerde; hastane ortamında yaşamını kaybeden meslektaşlarımıza bizi bu defa başka yakan bir acı daha eklendi. Sağlıkta dönüşüm projesinin yarattığı açmazlar nedeniyle hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet artmış durumda. Sağlıkta şiddet son beş yılda 8 kat arttı. Tüm meslek gruplarına bakıldığında sağlık iş kolunda çalışanlara uygulanan şiddet diğer meslek gruplarına göre 16 kat daha fazladır. İşlenen cinayetler için mazeret arayışından vaz geçilmelidir. Kamil FURTUN cinayetinin madde bağımlısı, akli dengesi yerinde olmayan birisinin yaptığı, Dr Aynur DAĞDEMİR’i eşi ile kavga eden bir kişinin tesadüf eseri öldürdüğü söylemleri sağlıkta olağanlaşan bu şiddet eylemlerinin üzerini örtmeye yetmemektedir.

Yıllardır uygulanan sağlık politikaları ve sağlık çalışanlarını hedef gösteren her türlü açıklama şiddeti olağanlaştırmakta ,adeta meşru kılmaktadır. Sağlık çalışanları evlerinden daha çok zaman geçirdikleri iş yerleri olan hastanelerin koridorlarında ve odalarında öldürülmektedir.

Bu konuda da yetkililer adım atmıyor; Dr. Ersin Aslan’ın, Dr. Kamil Furtun’un  adlarını hastaneye vermekle sorun çözülmüyor,  cinayetler devam ediyor.

Sağlık alanında kamu otoritesi olan Sağlık Bakanlığı’nın bu konuya gereken önemi vermesini, hekime ve kadına şiddeti önleme konusunda topluma yapıcı bir mesaj vermesini arzu ediyoruz.

Sağlıkta dönüşüm adı altındaki ticarileştirme politikalarının, sağlık çalışanları ve sağlık sistemini yıkıma götürdüğünü anlayana kadar,

Sağlık çalışanlarını sisteme para kazandıran birer makine gibi gördüğünüzü, sağlık çalışanlarına yönelik değersizleştirici, saygısız söylem ve davranışlarınızı değiştirene kadar,

Çalışan güvenliği ve sağlığı ile ilgili önlemleri alana kadar,

Herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmetini uygulayana kadar,

Sağlıkta şiddet son bulana kadar

Susmayacağız!

 

  • Gaziantep – Kilis Tabip Odası
  • Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
  • Türk Sağlık Sen
  • Genel Sağlık İş